
Akrep, yelkovanı gece yarısının ötesine doğru yavaşça itiyordu. Vakit, uykunun en derin, rüyaların en karmaşık olması gereken o anlara aitti. Ama o, yatağın serinliğinde, gözleri tavandaki belirsiz bir noktaya dalmış, öylece uzanıyordu. Gözlerinde yorgunluğun değil, inatçı bir bekleyişin gölgesi vardı.
Dışarıda, şehir nefesini tutmuştu. Sokak lambasının odaya sızan cılız, sarı ışığı, eşyaların üzerine bir tül gibi örtülmüştü. Bu sessizlik, bu hareketsizlik, dünyanın geri kalanı için bir dinlenme vaadiydi. Onun içinse, içindeki fırtınayı daha da belirgin kılan bir fondu sadece.
Uyumak mı? Bu kelime, zihninde yabancı bir dilden kalma, anlamını yitirmiş bir sözcük gibiydi. Çünkü bilirdi; o an göz kapakları birbirine kavuşsa, zihninde titrek bir alev gibi koruduğu o suret, bir anlığına da olsa kaybolacaktı. O yüzü, her bir çizgisini ezbere bildiği, her bir tebessümünü ruhuna nakşettiği o yüzü kaybetme korkusu, en ağır yorgunluktan bile daha baskındı.
Bu, basit bir uykusuzluk değildi. Bu, damarlarında gezinen bir kor, göğüs kafesini bir ocak gibi ısıtan bir alevdi. Yorgunluk bedeni terk ederdi elbet, ama bu yangın öyle bir şeydi ki, her nefeste daha da harlanıyordu. Sevda, uyumak için değil, uğruna uyanık kalınacak bir sebepti.
Kalbini dinledi. Her bir atış, bir heceydi. Ritmik, inatçı ve asla susmayan… İki atış, bir isim oluyordu. Göğsünde yankılanan bir yemindi sanki bu. Şehir susmuştu, zaman durmuştu ama o kalp, sevdiğinin adını bir dua gibi sayıklamaktan bir an bile vazgeçmiyordu.
Hayır, yorgun değildi. Bir insan, gözkapaklarını bile kapatmaya kıyamayacak kadar hasretle ve aşkla doluysa, yorgun olabilir miydi? Bu, bir sevdayı gece boyu nöbette tutmaktı. Gözkapaklarının ardındaki o kısacık karanlığa, zihnindeki o eşsiz aydınlığı kurban etmemek için verilen sessiz bir savaştı. Ve o, bu savaşın neferi olmaktan memnundu.
Gece, sırlarını dökerken tavana,
Bir suret belirir, sığmaz bu cihana.
Uyumak, hayaline ihanet olur,
Kalbim her atışta isminle kavrulur.
Bu hal, yorgunluktan değil, bir yemin anı,
Zihnimde nöbette beklerim o anı.
Şehirler uyusa, sussun bütün evren,
Gözümden gitmeyendir bana can veren.
Oğuzhan ÖCAL
Sevda Nöbeti – Oğuzhan ÖCAL
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu verabetgiris.co
"Sitedeki 'Yazarlar' bölümüne ruhunuza dokunacak yeni bir yolculuk eklendi. Göz atmayı unutmayın." -------- "GriKalemler Dergisinin 2. Sayısı Yayımda" ------- " Dergimize Yazılarınızı Üye Olarak Yukardaki Gönder Menusundan Yada editor@grikalemler.com.tr mail adresinden gönderebilirsiniz." ---------- " GriKalemler Edebiyat Dergisine Hoşgeldiniz " ------"Yazışma adresi: Hürriyet Mahallesi Eski Edirne Asfaltı Caddesi No:196 Gaziosmanpaşa /İSTANBUL Tel: +905061252905" "Sosyal Medya Yönetimi Ayşegül Kösa Sert Can Gadirli medya@grikalemler.com.tr"-----"Grafik Tasarım: Oğuzhan Öcal oguzhanocal.com.tr webmaster@oguzhanocal.com.tr"----"Editör: Hakan Seyrekbasan Rojda Gülseven editor@grikalemler.com.tr" --------"İmtiyaz Sahibi grikalemler.com.tr Adına Süreyya Geçici iletisim@grikalemler.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Gülal iletisim@grikalemler.com.tr Yazı İşleri ve İçerik Sorumlusu: Hakan Yakıcı editor@grikalemler.com.tr"
Yorum Yaz