
O vakit gördüm anamla atamın yüzündeki sevinci… Yüzlerindeki sevinç mi gözlerindeki hüzün mü ayırt edemedim ilk etapta. Tekrar tekrar yeniledim sayfayı ta ki anamın elini omzumda hissedene kadar. “Lüzumu yok oğlum…” derken ki tebessümüne karşılık gözlerindeki hüzünle devam etti sözlerine “Antalya’yı kazandın… Akdeniz Üniversitesi’ni kazandın oğlum.” Diyerek sıvazladı omzundan.
“Gideceksin oralara, okumaya talebe olmaya gideceksin.” diyen bir ses yükseldi arka tarafımdan. Babamdı, talebe olmanın sözünü eden “Ata Ocağı’nı bırakıp gideceksin.” Demesiyle fareyi tutan elimden kavrayarak kapattı sonuçların gözüktüğü sekmeyi.
Son kere göz attım “Yerleşme tercihleri” başlığı altında yazan üniversite adına… Evet “Akdeniz Üniversitesi” yazıyordu. Antalya, demekti bu. Bu gri şehirden uzaklaşmak, Ata Ocağı’ndan uzaklaşmak, aileden uzak diyarlara gitmek; Ankara’nın kasvetli ve gri havasından kendimi dışarıya atıp denizin maviliğine kucak açmak, Antalya güneşinin sıcağı ile selamlaşmak demek oluyordu bu.
“Talebenin mektebinden uzak kalmaması icap eder. Bize de düşen en nihayetinde senin talebelik vazifende muvaffak olmama mâni olmamaktır.” Cümlesini kuran babamı dinlerken her ne kadar zorlansam da anlamıştım ne demek istediğini. “İlahi Kâzım yine karıştırdın çocuğun kafasını.” Diyen anacığımın sitem dolu olduğu kadar neşeli sesiyle özüme döndüğüm vakit “Yok ana, ben idrak ettim babamın sözü nereye getirdiğini. Kabul ediyorum bazı zamanlar kullandığı kelimeler kafa karıştırıyor mamafih anlarım ne demek istediğini.” Sözlerini sarf etmemle kapadım yıllar yılı emektar bilgisayarımı, sandalyemde dönerek baktım hem anamın hem atanım tebessüm eden yüzlerine. Tebessümlerine rağmen gözlerindeki keder okunurken söz etmeden, onları ardımda bırakarak çıktım odamdan.
“Naptın lan üniversiteyi?” diyen birisinin sesini duydum koridora adımımı atar atmaz.
Sesin geldiği yöne döndüğüm anda kömür karası gözleri kesmem, uzatmadan söze girmem bir oldu “Akdeniz Üniversitesi’ni kazandım Bekir Ağabey.”
“Aferin lan fırlama, en azından birimiz kapağı bu şehrin dışına attı.”
“Sanırım öyle oldu.” Derken elimle ensemi sıvazlamaya, kesik kesik nefesler alarak heyecandan maraton koşan kalbimi sakinleştirmeye gayret ettim.
“Sanırım, boyutumu var lan bu işin. Ne ben çıktım ne de ablan çıktı bu şehrin dışına. Gerçi ablan da farklı yollarla buldu kapağı atmayı da neyse.” Diyerek gözlerini benden ayırmış koridorda duran, aile saadetini yansıtan bir çift fotoğrafa ilişti göz bebekleri.
Diğer odadan çıkıp gelirken yavaş yavaş yükselen bir sesin “Şöyle konuşmasına çocukla.” Demesi üzerine gözlerini resimden alan Bekir Ağabey “Ne var kız, yanlış mıyım?” diyerek saçlarını arkasından toplamaya gayret eden Burcu Ablama dikti gözlerini.
“Yanlış veya doğru, mühim değil. Çocuk gayret etti de kazandı Akdeniz’i. Yatmadı senin gibi, gecesini gündüzüne kattı da okudu bu çocuk.” Diyen Ablama karşı gelecek oldum, parmağını kaldırarak susturmasının ardından “Ablan seninle gurur duyuyor Barışçım…” diyerek gülen ve takdir eden gözlerle baktı bana. “Bakma sen Bekir Ağabey’ine,” sözlerinin peşi sıra tekrar Berkir Ağabey’ime dönerek devam etti “bilirsin ne kadar ketum ve duygularını gizleyen biri olduğunu.” Kollarını göğüs hizasında birleştirip sert gözlerle ona bakarken “değil mi Bekir Ağabey?” dedi tehditkâr sesiyle.
“Her neyse işte. Hiçbirimizin yapamadığını yaptı eşek sıpası.” Dedi en soğuk ses tonuyla “Aferin len sana, boynuzu kulağa geçirdin.” Demesinin ardından Burcu Ablamın yanından geçerek koridoru terk etmesi, oturma odasına geçmesi bir oldu.
“Sen bakma ona ablacım, seni şımartmak istemediği için böyle yapıyor.” Diyerek elini omzuma atan Burcu Ablama karşılık “Sanırım haklısın Abla.” Demeye dilim döndü.
Doğru ya Bekir Ağabeyim de Ankara’da okumuştu, buradan kaçmayı ne kadar istese de kaçamadığı halde “El mahkûm Barış, burada kalacağım.” Diyerek talebe olmuştu. “Evle mektep arasında mekik dokuyorum Barış ama gör bak bir gün gideceğim bu şehirden, ardımda bırakacağım bütün bu gri binaları göreceksin!” derdi bir dönemler fakat nafile… Fayda etmedi onca uğraşı, sanki bu şehirle arasında bir antlaşma varmış gibi… Yapılan antlaşmada ise yanlış maddeye imza atmışta bu şehirde mahsur kalmış gibiydi Bekir Ağabey’im.
“Merak etme Barışçım, Antalya’da güzel anılar biriktirip iyi bir talebe olacağından adım gibi eminim.” Sözlerinin ardından alnımdan öpen Burcu Ablamın etkisiyle Bekir Ağabeyimin geçmişinden sıyrılırken pençesi içerisine aldı beni Burcu Ablamın geçmişi. O da Ata Ocağı’nda talebelik yapmış bu şehrin sokaklarında geçirmişti talebelik ve akademik yaşantısını. Bekir Ağabeyimden ziyade kader ona daha insaflı davranıp onu Ankara’nın pençesinden kurtarmış. Ortancamız olmasına rağmen evden ilk çıkan da oydu… Anamla atam ilk duyduklarında ne kadar şaşırdılarsa Bekir Ağabeyimle ben de o kadar haset ettik Burcu Ablama…
Ortancamızdı Burcu Ablam ama evden ilk çıkanımız da o oldu. Sadece evden de değil bu gri şehirden, Ata Ocağı’ndan çıkan ilk oldu. Gözü de yoktu dışarılarda mamafih Eros’un okuyla öyle bir vuruldu ki o vurulma yaktı koca bir aşk ateşini. Öyle vuruldu ki Eros’un okuyla kısa süre içerisinde tanışma, isteme, düğün her şey yapılmış Burcu Ablam evden çıkıp geçmişti Yedi Tepeli Şehre.
En küçükleri olan ben ise ne Eros’a denk geldim ne de Ata Ocağı’nı terk ettim bu yıla kadar. Koca bir yıl çalışmanın emeği meyvesini vermişken gidecektim gri şehrin sınırları dışına, Ata Ocağı’nda uzağa ama en önemlisi denizin maviliğine güneşin kucağına gidecektim. Tuhaf bir histir içimi kaplayan, bakınca etrafıma tüm yaşantımın geçtiği sokakları, caddeleri; trafik ışıklarını, yaya geçitlerini; merdivenlerini, binalarını… ve daha nicelerini geride bırakıp gitmek hem hüzün hem mutluluk katıyor içime.
Geri Bırakıp Gitmek – Can GADİRLİ
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu verabetgiris.co
"Sitedeki 'Yazarlar' bölümüne ruhunuza dokunacak yeni bir yolculuk eklendi. Göz atmayı unutmayın." -------- "GriKalemler Dergisinin 2. Sayısı Yayımda" ------- " Dergimize Yazılarınızı Üye Olarak Yukardaki Gönder Menusundan Yada editor@grikalemler.com.tr mail adresinden gönderebilirsiniz." ---------- " GriKalemler Edebiyat Dergisine Hoşgeldiniz " ------"Yazışma adresi: Hürriyet Mahallesi Eski Edirne Asfaltı Caddesi No:196 Gaziosmanpaşa /İSTANBUL Tel: +905061252905" "Sosyal Medya Yönetimi Ayşegül Kösa Sert Can Gadirli medya@grikalemler.com.tr"-----"Grafik Tasarım: Oğuzhan Öcal oguzhanocal.com.tr webmaster@oguzhanocal.com.tr"----"Editör: Hakan Seyrekbasan Rojda Gülseven editor@grikalemler.com.tr" --------"İmtiyaz Sahibi grikalemler.com.tr Adına Süreyya Geçici iletisim@grikalemler.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Gülal iletisim@grikalemler.com.tr Yazı İşleri ve İçerik Sorumlusu: Hakan Yakıcı editor@grikalemler.com.tr"
Yorum Yaz