
Çizgilerin Dışında
İkindi üstüydü. Yaşlı bir çınarın gövdesine yaslanmış adam, gözleri kapalı, sessizce oturuyordu. Yanında bir kitap ve defter; ne okuyabiliyor ne de yazabiliyordu. Belki de ilham perileri ürkmüştü. İç çekişiyle bıraktığı nefes, soğuk havayla birlikte beyaz bir sis gibi göğe yükseldi. Eşi mutfak penceresinden manzarayla bütünleşmiş eşine merakla baktı. Onun bazı zamanlar kendinden böyle uzaklaşıyor olması, geçen onca yıldan sonra dahi kabul edebildiği bir şey değildi.
Ev için kapı arkasında duran eski bir şifonyerdi; gözlerden uzak, işe yarar, eski ve yıpranmış ama hep orada duran. Onun içinse ev, yıllarca “doğru” olanı yaptığına inandığı yerdi. Geleneklerin çizdiği sınırlar içinde kurulmuş bir yuvada, isyanlarını bastırarak, çizgilerin dışına çıkmadan yaşamıştı. Gençlik dileklerini hatırlamıyordu. Oysa bugün, onu neyin tetiklediği önemsiz, neden eksik hissettiğini sorguluyordu.
Gözlerini açtı. Defter ve kitabı çimenlerin üstüne öfkeyle fırlattı. Kafasını karıştırıyorlardı. Akşam evine elinde sebze torbasıyla dönen, koltukta yayılıp, televizyon karşısında saatlerce maç izleyen o adamlardan olamamıştı. Başka biri de olamamıştı, ruhu gidip gelen bir sarkaçtı.
Eğildi, defteri ve kitabı düştükleri yerden kaldırdı. Onlar onun anlatabildiği tek yer, anlaşılabildiği tek şeydi. Özür diler gibi kapaklarını sildi ve çantasına yerleştirdi.
Evin ışıkları yanmıştı. Salonla mutfak arasında mekik dokuyan eşini izledi. Yorgun ama düzenliydi. Onun gibi biriyle evlenmek istememişti belki, ama zamanla birbirlerine alışmışlardı. Eşi, zamanla beklentilerini en aza indirmiş, arada aldıklarıyla yetinmeyi öğrenmişti. Adam da susarak sevmeyi.
Kapı açıldı. Bahçeden gelen topuklu ayakkabı sesleri ve kahkahalar eşliğinde arkadaşları içeri girdi. Masanın etrafına toplandılar. Zaman uzadıkça sohbetleri koyulaştı, arkadaşlarının neşeleri onlara da bulaşmış, çift olmanın güvenini pekiştirmişlerdi. Gece olduğunda, yatakta birbirlerine tiksinmeden dokunabildiler. Alışkanlığın verdiği rahatlıkla birbirlerine sokuldular. Birleşmeleri standart bir prosedür gibiydi.
Kadın banyodan çıktığında, adam hâlâ uyanıktı. Eşi uykuya daldığında onun belini kavramış kolunu usulca üzerinden indirip, kalktı. Çalışma masasına geçti. Notlarını açtı. İşte şimdi bir kraldı. İstediği sonu yazabilirdi. Mutlu bir son, bir veda, belki bir aşk. Yazdığı romanın sonlarına gelmişti. Kahramanlarını ayırdı. Ayrılmak cesaret isterdi. Noktayı koyduktan sonra durdu, son paragrafı gözden geçirdi. Haksızlık mı ediyordu?
Sabah kadın mutfağa geçti. Bir bardak su aldı. Masadaki deftere göz gezdirdi. Bir cümle dikkatini çekti: “Gitmek, kalmaktan daha kolaymış meğer.”
Gülümsedi. Sessizce geri döndü. Yatakta yerini aldı. Yıllardır ezbere bildiği kokuyu içine çekti. İkisi de kalmanın zorluğunu biliyordu. Ve bunu yapabilmiş olmanın gururunu taşıyorlardı. Sabah serinliğinde birbirlerine sokuldular. Sessizce, çizgilerin dışında.
ÇİZGİLERİN DIŞINDA-RIFKI YAVAŞ
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu verabetgiris.co
"Sitedeki 'Yazarlar' bölümüne ruhunuza dokunacak yeni bir yolculuk eklendi. Göz atmayı unutmayın." -------- "GriKalemler Dergisinin 2. Sayısı Yayımda" ------- " Dergimize Yazılarınızı Üye Olarak Yukardaki Gönder Menusundan Yada editor@grikalemler.com.tr mail adresinden gönderebilirsiniz." ---------- " GriKalemler Edebiyat Dergisine Hoşgeldiniz " ------"Yazışma adresi: Hürriyet Mahallesi Eski Edirne Asfaltı Caddesi No:196 Gaziosmanpaşa /İSTANBUL Tel: +905061252905" "Sosyal Medya Yönetimi Ayşegül Kösa Sert Can Gadirli medya@grikalemler.com.tr"-----"Grafik Tasarım: Oğuzhan Öcal oguzhanocal.com.tr webmaster@oguzhanocal.com.tr"----"Editör: Hakan Seyrekbasan Rojda Gülseven editor@grikalemler.com.tr" --------"İmtiyaz Sahibi grikalemler.com.tr Adına Süreyya Geçici iletisim@grikalemler.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Gülal iletisim@grikalemler.com.tr Yazı İşleri ve İçerik Sorumlusu: Hakan Yakıcı editor@grikalemler.com.tr"
Yorum Yaz